15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi Ardından..

Üstümüzden geçen jet uçaklarının uğultusu, ürperten silah sesi, susmayan ezan ve son dk haberlerini dehşetle izleyerek geçirilen gecenin ardından sabaha karşı daldığım uykumdan bomba sesi ile sıçradım yatağımdan . 


İlk aklımdan geçen "savaş" oldu.

 Tv'de göre göre kanıksadığımız savaşın Nasıl da insanı çaresiz hissettirdiğini düşündüm. Çocukları düşündüm ne kadar korumasız olduklarını,

Bugüne dek ne küçük olayları boş yere dert ettiğimizi,

Sokağa endişe ile çıkmanın ne berbat birşey olduğunu, 

Özgürlüğün kıymetini tekrar anladım. 

O burun kıvırdığımız, hastalık bulaştırır dediğimiz Suriye'lilerin ülkesinin savaşta Nasıl yıkıldığını, savaş öncesi Suriye'nin de ne güzel bir ülke olduğunu düşündüm. 

Yüreğim ağzımda, endişe içinde uyunur mu uyunmaz ama ertesi güne çocuklar için dinç olmak gerekir deyip atarax içip uyumuşum . 

Sabaha darbe girişiminin önlendiği haberi ile günüm aydınlandı ama ya dün gece şehit olanlar, olaylarda yaşananlar, kaos, askerin düştüğü durum, iç karışıklık... 

Olaylarla ilgili bambaşka şeyler söylense de dünden sonra birşeylerin eskisi gibi olmayacağı kesin. 

Yarın ne olacağını bilmiyoruz . 

Ülkem çok şey kaybetti. 

Dilerim son olur . 

İyimser kalmaya, hayalperest olmaya çalışacağım . 

Diyorum diyorum olmuyor.

Nereye kulağımı çevirsem "Hangi ülkeye gitsek acaba?" diyenleri işitiyorum. Ah bir imkanımız olsa da gitsek diyenleri.

Bu hale nasıl geldik biz?

Darbe kabul edilebilir bir durum değil kesinlikle ama en az darbe kadar korkutucu olan bir diğer konu da toplumda aşırı boyutlara ulaşan kutuplaşma. İyice ayrıldık, iyice bölündük. Bir diğerinin görüşünü beğenmeyen herkes öfke ve nefret söylemleri ile biribirini dolduruyor.


Yalanlarla gerçekler iç içe


Sen dinsizsin öteki sen vatan hainisin.

Hergün ayrı bir komplo teorisi okuyoruz.

Nostradamus'dan hallice bir kahinimiz var nasılsa kim olduğu bulunamayan bir Fuat Avni karakterimiz var.
Sık sık söylediğimiz bir "ortalık karışık" söylemimiz var.
Ne dostumuz belli ne düşmanımız.

15 Temmuz'dan sonra hiçbirşey eskisi gibi olmayacak gerçekten. Dilerim ibre iyiye döner. Kardeşlik, barış içinde refah içinde yaşarız.

Birlik ve beraberliğe en çok ihtiyacımız olan günlerdeyiz sözünün en çok geçerli olduğu günlerde, en dibe vurmuş halimizdeyiz belkide. 

Olaylar çok sıcak, yanlış değerlendiriyor olabiliriz, muhtemelen doğru sandığımız pek çok şey yanlış da olabilir. Her doğru bildiğimiz gerçek olmayabilir, her gerçeğin doğru olmadığı gibi.
Duygusallığım, yaşadığım korku beni olumsuz düşündürtüyor olabilir. Ama böyle düşünen tek kişi ben değilim.

İç ve dış düşmanlar kimse onlar kanlı ellerini güzel ülkemizden çeksin artık. Bizim halkımız da insanca yaşamayı hak ediyor. Spor yapan, sağlıklı yaşayan, özgür iyi eğitim alma hakkına sahip, yüksek yaşam standardı ile güvenle yaşayan bir toplum olmayı hak ediyor olmalıyız.. Cehaletten kurtulma zamanı. Atatürk dahil liderler toplumu ileriye götürmek içindir, tapınmak için değil.
İleriye bakalım, geleceğe odaklanalım . İşimize bakalım .
Nasıl olacaksa...
Dile kolay.

Yorumlar

  1. Dilerim barış içinde yaşadığımız günlere kavuşuruz....

    YanıtlaSil
  2. Dilerim barış içinde yaşadığımız günlere kavuşuruz....

    YanıtlaSil
  3. Dediğiniz gibi kutuplaşma daha da derinleşebilir. 15 Temmuz birleşme ve yakınlaşmaya mı yol açacak yoksa daha derin ayrışmaya mı? Çok dikkatli olunmalı.

    YanıtlaSil
  4. inşallah her şey düzelir hep barış olur inşl

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mantra Nedir? Ne İşe Yarar?

Bilmem Kaç Adımda Tuvalet Eğitimi...Bez Bırakma Denemeleri ve "Mutlu Son" :)

Evde Sağlıklı Çikolata Yapımı