Kayıtlar

Mart, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

9 Adımda bahar yorgunluğunu üzerimizden atıyor bir de zayıflıyoruz

Resim
Orhan Veli "Beni bu güzel havalar mahvetti" derken  aklı başka yerlerdeydi illa ki.. Aşk gibi, başıboşluk gibi..Bir de bu havaların ilk geçiş günlerinde özellikle neredeyse hepimizi etkileyen bir yorgunluk kısmı var. Adına bahar yorgunluğu denilen. Bahar aylarında çevremizde arttığı söylenen negatif iyonların bizi hasta gibi yaptığı şeklinde . Zaten negatif birşeyin insanı bozmaması mümkün mü..Neyse  Muhtemelen bahar yorgunluğu sizi de şu an etkisi altına almış olabilir. Sabahları yataktan kalkarken zorlanma Gün içinde aniden pilin bitmesi Bir keyifsizlik, bir isteksizlik. Güçsüzlük gibi.. Uzmanlar geçiş dönemlerinde bu tip şikayetlerin normal olabileceğini ancak yine de dikkat edilmesi gerektiğini söylüyor bu belirtiler eğer 2 haftayı geçer ise o zaman doktorun kapısını çalmak ve çeşitli testleri yaptırmak gerekiyor. Tiroitler ya da diğer hormonlar ile ilgili bir sorun olabilir. Veya vitamin eksiklikleri. Peki biz bu geçiş döneminde, bahar yorgunluğunu hafifletme

Elmalı Kurabiye! Hem de şekersiz ;)

Resim
Tatlıyı, çikolatayı, hamur işini çok sevenlerdenim ben de, hele de çay yanına atıştırmalık kurabiyeleri kim sevmez. Ama malum yeme içme işlerini biraz dengede tutmak, vücuda giren şekeri zapturapt altına almak lazım. Şeker, zamanla birikip yağa  dönüşüyor biliyorsunuz.  Çayı kahveyi ve yanında yenenleri çok seven biri olarak, hem şekersiz olan hem de lezzetli ne olabilir diye aranırken bulduğum tarifleri karıştırıp bi kurabiye yaptım, hem de bence lezzetli oldu ;) Malzemeler;  2 yumurta 2 elma  1 dolu tatlı kaşığı tarçın İstenirse 1 çorba kaşığı kakao  1/2 çay bardağı kuru üzüm 2 su bardağı yulaf ezmesi 2 su bardağından az tam buğday unu (Ya da un yerine rondodan geçirilmiş keten tohumu da olabilir, iyice sağlıklı olsun :)) 2 yemek kaşığı tereyağ 1 er paket vanilya ve kabartma tozu Süslemek için fındık   Bu malzemelerle 1 tepsi kurabiye oluyor. Böyle ayıcıklı şekil verdim ilk başta ama tabi onları tepsiye dizmesi zor olunca, kalanları klasik şekillen

Para para para...Az harcamak için kendinize sormanız gereken 5 soru

Resim
Konu tüketim, konu gereksiz harcamalar ve hepsine araç "para" Bir taraftan büyük evlerimize sığamıyor, bir taraftan almaya devam ediyoruz. Bir taraftan borcum var diye şikayet eden dostunuzun elinde en son model cep telefonu gözünüze çarpıyor ve bitmeyen lüks harcamaları.. Sanki mecburmuş gibi alışveriş yapıyoruz, sürekli alışveriş yapmamız gerektiği bize empoze ediliyor.  "Mutluluk" eşyaya endekslenmiş durumda. Reklamlar, magazin haberleri, yeni pazarlama akımları hep aynı şeyi yapıyor. Zihnimizin içinde bir yerlerde aradığımız mutluluğun "yeni" eşyalarda olduğuna inanıyoruz. Hele Tv'de gördüğüm akıllara zarar yeni bir program var ki...Erkekler eşlerini sanayiye götürür gibi burnunu kaldırtıyor, yanaklara, göz kenarlara botoks sıktırıp ve tabi kıyafetlerini baştan aşağı yeniliyorlar. Format gereği eşin gardrobunda ne varsa hunharca atılıyor. Çok izleyemedim, içim almadı ama izleyip de unutamadığım bir bölüm oldu . Koca kişisi karıs

Özelliklerinin farkında mısın?

Resim
Kendini koyun sanan aslanın hikayesini bilir misiniz? Minik aslan yavrusu bebekken annesini kaybeder, onu tek başına  ormanda bulan koyunlar tarafından koyun sütüyle beslenip büyütülür. Aslan artık büyümüştür ama aslan olduğunun farkında değildir, kendini koyun zanneder. Bulundukları bölgenin etrafında dolaşıp koyunları avlamak isteyen çakallar, kurtlar aslanı görünce geri adım atarlar ama aslanın çekimser halleri onlara güç verir ve sürüyü rahatsız etmekten çekinmezler. Koyunlardan birisi aslana gider ve durumu anlatır. "Sen koyun değil aslansın, g gücünü göstersen çakallar, kurtlar bizleri korkutamaz" "Bir kükresen bu bile yeter onları savuşturmaya" der. Aslan ise bu duruma hayret eder, ilk kez böyle bir şeyi duymuştur. Aslan olduğundan haberi yoktur, söylenene inanmaz.  Koyun arkadaşı seni inandıracağım deyip, kendini koyun sanan aslanı alır ve bir su kenarına giderler. İlk kez suya eğilirken sudaki aksine dikkat eden aslan bir kendine bir de koyu

Benim Adım Malala

Resim
Malala( Yousafzai)  1997 doğumlu Pakistan'lı sıradan bir kız. Kendisi de kendini böyle görüyor. Onu farklı kılan, 2014'te Nobel Barış Ödülü almasına sebep olan konu ise hikayesi, kendi gayretiyle değiştirdiği kaderi. 15 Ocak 2009'da Taliban'ın resmi olarak kızların okula gitmesini yasaklaması ile hikaye başlar. Sonrasında "burka" giyerek okula gitmelerine izin çıkar. Çıkar ama ülkede Taliban'ın yarattığı gerginlikler, terör olayları, özellikle kız çocuklara yönelik olumsuz tutumlar sonrasında okul kapanır. Malala susmaz, bu durumu kabullenmez ve burduğu her fırsatı sesini duyuracak, ülkesinde kız çocuklarının yaşadığı haksızlıkları dünyaya anlatmak ister ve babasının da desteği ile sesini duyurur, bu ses BBC Kanalı'na, New York Times'a kadar gider. Bu organlarda sesini duyurur ve anlattıkları, Taliban militanlarıyla hayatlarının nasıl olduğunu anlatır. Röportajlar verir. Şöyle der; Bir çocuk, bir öğretmen, bir kitap, bir kalem tüm dünyay

YAŞASIN BARIŞ

Resim
Kızımla gittiğimiz 2. tiyatro oyunu, ilk seferden bu yana 2 seneden fazla zaman geçmiş. Hamilelik, doğum, Bora biraz daha büyüsün derken. Geçen gün Üsküdar Müsahipzade Celal Sahnesi'ne bu kadar yakın olup da yıllardır tiyatroya gitmemek ayıp deyip, çok sorgulamadan ilk çocuk oyununa iki bilet deyip bilet aldım, Bilet fiyatları yetişkin, çocuk fark etmeksizin 4 TL. Fiyat böyle hesaplı olunca, biletler hızlı tükeniyor.O yüzden 3-5 gün önceden gidip bilet almak isterseniz çocuk oyunlarına yer bulmak pek mümkün olmuyor, 2 hafta kadar önceden bilet alınca istediğiniz yerden yer bulma imkanı yüksek. Biz 2. sıradan yer aldık, sinema için yakın önerilmez ya tiyatro da ön sıralar ayrıca keyifli. Bugün gittik oyuna güzel zaman geçirdik Ece de sevdi. Oyun 5 yaş ve üzeri için uygun. 3-4 yaşında çocuklarla da gelenler vardı, onlar sanki biraz sıkıldı, biraz korktu. Yani uzaktan gözlemim bu şekilde oldu :) Haricinde salonda tüm çocuklar da oturdukları yerden bol bol oyuna dahil old

Pasta yiyemiyorsanız, için!

Resim
Sağlıklı yaşam trend oldu olalı pasta. börek, çörek yerine hep bi alternatif arayışları içindeyiz. Biz önümüze geleni yesek de bi şekilde karşımıza çıkıyor, tv'den duyuyoruz..  Kestane şekeri yerine alternatif fasulye ezmesi, antep fıstığı yerine ıspanak . Gojiberryler, yulaflar havada uçuşuyor. Benim önereceğim şey uçuk bilmediğimiz birşey değil, çocukluktan beri bildiğimiz birşey aslında. İster dondurmalı yapın ister dondurma eklemeyin sadece muz, süt, bir avuç ceviz ve bir kaşık balı blendırda karıştırıp için. Tatlı yerine geçen, doyurucu besleyici, enerji verici bir içecek. Gerçekten 1 bardak muzlu süt pasta yemiş gibi hissettiriyor, pasta gibi ağırlık da vermiyor, tam tersine enerji veriyor zaten kendisi sporcuların egzersiz öncesi vazgeçilmezlerinden. Çocuklar da seviyor. Bal, ceviz, muz, süt karışımı neredeyse pasta için bir un, bir de şeker  eksik :) Madde madde faydaları görmeyi çok severiz. İşte muzlu  ballı, cevizli sütün faydaları; Muz içeriğindeki 3 çeşit şeker